٩١
كَذلِكَ وَقَدْ اَحَطْنَا بِمَالَدَيْهِ خُبْرًا
(91) kezalik ve kad ehatna bima ledeyhi hubra
böylece şüphesiz onu biliyorduk onun yanında ki gizli bilgilerin ne olduğunu
1. | kezâlike | : işte böyle |
2. | ve kad | : ve oldu, olmuştu |
3. | ehatnâ | : biz ihata ettik |
4. | bimâ | : şeyleri |
5. | ledey-hi | : onun yanında, huzurunda |
6. | hubren | : olayın sebebinden, gerçek durumdan haberdar olan |