7

٧

هُمُ الَّذينَ يَقُولُونَ لَاتُنْفِقُوا عَلى مَنْ عِنْدَ رَسُولِ اللّهِ حَتّى يَنْفَضُّوا وَلِلّهِ خَزَاءِنُ السَّموَاتِ وَالْاَرْضِ وَلكِنَّ الْمُنَافِقينَ لَايَفْقَهُونَ

(7) humulleziyne yekulune la tunfiku ‘ala men ‘inde resulillahi hatta yenfaddu ve lillahi hazainus semavati vel’ardi ve lakinnelmunafikiyne la yefkahune
Onlar diyorlar ki yanındakilere infak etmeyin Allah’ın resulünün hatta dağılıp gitsinler hazineleri Allah’ındır göklerin ve yerin lakin münafıklar anlamazlar

1. hum(u) ellezîne : onlar ki
2. yekûlûne : derler
3. lâ tunfikû : infâk etmeyin, vermeyin
4. alâ men : kimselere
5. inde : yanında
6. resûli allâhi : Allah’ın resûlü
7. hattâ : oluncaya kadar, ki olsun
8. yenfaddû : dağılıp gitsinler
9. ve li allâhi : ve Allah’ındır
10. hazâinu : hazineler
11. es semâvâti : semalar, gökler
12. ve el ardi : ve arz, yeryüzü, yer
13. ve lâkinne : ve lâkin, fakat, ancak
14. el munâfikîne : münafıklar
15. lâ yefkahûne : fıkıh edemezler, idrak edemezler

هُمْ onlardırالَّذِينَ يَقُولُونَdiyenlerلَا تُنْفِقُواinfak etmeyinعَلَى مَنْ عِنْدَyanındakilereرَسُولِ اللَّهِRasulullah’ınحَتَّى ta kiيَنْفَضُّواgitsinlerوَلِلَّهِ oysa Allah’ındırخَزَائِنُ hazineleriالسَّمَاوَاتِgöklerinوَالْأَرْضِve yerinوَلَكِنَّ fakatالْمُنَافِقِينَmünafıklarلَا يَفْقَهُونَkavramıyorlar