١٩٤
اِنَّ الَّذينَ تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللّهِ عِبَادٌ اَمْثَالُكُمْ فَادْعُوهُمْ فَلْيَسْتَجيبُوا لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ صَادِقينَ
(194) innellezine ted’une min dunillahi ibadün emsalüküm fed’uhüm felyestecibu leküm in küntüm sadikiyn
şüphesiz Allah’tan başka kulluk ettikleriniz sizin gibi kullardır onlara dua ediniz size cevap versinler eğer sizler doğru söylüyorsanız
1. | inne ellezîne | : şüphesiz onlar |
2. | ted’ûne | : dua ediyorsunuz |
3. | min dûni allâhi | : Allah’tan başka |
4. | ıbâdun | : kullar |
5. | emsâlu-kum | : sizin gibi |
6. | fed’û-hum | : öyleyse onları çağırın |
7. | fe li yestecibû | : icabet etsinler |
8. | lekum | : size |
9. | in kuntum | : eğer siz iseniz |
10. | sâdıkîne | : sadık, doğru sözlü |
إِنَّ elbette kiالَّذِينَ تَدْعُونَ ibadet ettiklerinizمِنْ دُونِ başkaاللَّهِ Allah’tanعِبَادٌ kullardırأَمْثَالُكُمْ sizin gibiفَادْعُوهُمْ onları çağırın daفَلْيَسْتَجِيبُوا karşılık versinlerلَكُمْ sizeإِنْ كُنتُمْ صَادِقِينَ eğer doğru kimselerseniz