٣
اَمْ يَقُولُونَ افْتَريهُ بَلْ هُوَ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكَ لِتُنْذِرَ قَوْمًا مَا اَتيهُمْ مِنْ نَذيرٍ مِنْ قَبْلِكَ لَعَلَّهُمْ يَهْتَدُونَ
(3) em yekulunefterah bel hüvel hakku mir rabbike li tünriza kavmem ma etahüm min neziyrim min kablike leallehüm yehtedun
Yoksa ona “uydurma” mı diyorlar? Hayır! o Rabbinden haktır bir kavmi uyarmak için kendilerine bir uyarıcı gelmemiş senden önce umulur ki onlar hidayeti kabul ederler
1. | em | : yoksa, veya |
2. | yekûlû | : derler, diyorlar |
3. | ifterâ-hu | : onu uydurdu |
4. | bel | : hayır |
5. | huve | : o |
6. | el hakku | : haktır |
7. | min rabbi-ke | : senin Rabbinden |
8. | li tunzire | : uyarman için |
9. | kavmen | : bir kavim |
10. | mâ etâ-hum | : onlara gelmedi |
11. | min nezîrin | : uyarıcı, nezir |
12. | min kablike | : senden önce |
13. | lealle-hum | : umulur ki, böylece onlar |
14. | yehtedûne | : hidayete ererler |
AÇIKLAMA
“Elif, lam, mim. Kendisinde asla şüphe olmayan bu kitabın indirilişi âlemlerin Rabbindendir.”
Sure Kur’an’ın mucize oluşunu ve azametini beyan etmek için, onun Allah tarafından indirildiğini inkâr eden ve Peygamberimiz (s.a.)’in risaletini yalanlayan müşriklere cevap vermek için genellikle Mekkî surelerde olduğu gibi bu harflerle başlamıştır.
Bu Kur’an-ı Azîm’in Allah nezdinden Hz. Muhammed (s.a.)’in kalbine indirilmiş olduğunda asla şüphe yoktur. O ne sihirdir, ne şiirdir, ne de bir kâhinin seçili sözleridir. O insan ve cin, bütün âlemlerin Rabbinin kelâmındandır.
Bu ayet müşriklerin “Kur’an öncekilerin efsaneleridir. Muhammed onu başkalarına yazdırmış da, sabah akşam kendisine tekrarlanıp okunuyor.” (Furkan, 25/5) şeklindeki sözlerine bir cevap niteliğindedir.
“Yoksa onu Muhammed uydurdu mu, diyorlar? Hayır, o, senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gönderilmemiş bir topluluğu uyarman için, sana Rabbin tarafından indirilmiş hak kitaptır. Belki böylece doğru yolu bulup hidayete ererler.” Yani onlar, “Bunu Muhammed kendiliğinden uydurdu, icat etti.” derken, doğrusu yalan ve iftirada bulunmaktadırlar. Allah onlara şöyle cevap vermiştir: Bilakis o değişmez hakikattir. O, Rabbi Allah’tan gelen bir hak kitaptır. Kureyş ve benzeri bir kavmi; küfredip isyan ederlerse, Allah’ın cezası ve azabına karşı korkutup uyarman için bu kitabı sana indirmiştir. Şunu da bil ki onlara senden önce hiçbir uyarıcı gelmemiştir. O halde onlara hidayet yolunu beyan edeceksin. Belki de böylece onlar senin kendilerini uyarman vesilesiyle hak yolu bulurlar.
Bu ayet Hz. Muhammed (s.a.)’in risaletinin isbatı, onun doğruluğunun açık bir burhanı olup müşriklerin şu sözlerine cevap niteliğindedir: “Bu Kur’an Muhammed’in uydurduğu bir iftiradan başka birşey değildir. Başka bir topluluk da kendisine yardım etmiştir, dediler.” (Furkan, 25/4)