٦٥
اَلْيَوْمَ نَخْتِمُ عَلى اَفْوَاهِهِمْ وَتُكَلِّمُنَا اَيْديهِمْ وَتَشْهَدُ اَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ
(65) el yevme nahtimü ala efvahihim ve tükellimüna eydihim ve teşhedü ercülühüm bima kanu yeksibun
O gün mühür basınız onların ağızlarının üzerine elleri bizimle konuşur onların ayakları şahitlik eder ne kazanmış iseler
1. | el yevme | : o gün, bugün |
2. | nahtimu | : mühürleriz |
3. | alâ efvâhi-him | : onların ağızlarının üzerini |
4. | ve tukellimu-nâ | : ve bizimle konuşur, söyler, anlatır |
5. | eydî-him | : onların elleri |
6. | ve teşhedu | : ve şahitlik eder |
7. | erculu-hum | : onların ayakları |
8. | bi-mâ | : şeyleri |
9. | kânû | : oldular |
10. | yeksibûne | : kazanıyorlar |