٢٤
فَسَقى لَهُمَا ثُمَّ تَوَلّى اِلَى الظِّلِّ فَقَالَ رَبِّ اِنّى لِمَا اَنْزَلْتَ اِلَىَّ مِنْ خَيْرٍ فَقيرٌ
(24) fe seka lehüma sümme tevella ilez zilli fe kale rabbi inni lima enzelte ileyye min hayrin fekiyr
Bunun üzerine onların (hayvanlarını) suladı sonra da gölgeye çekilerek dedi ey Rabbim gerçekten ben bana indirdiğin hayırdan dolayı fakir ve sana muhtacım
1. | fe | : o zaman, böylece |
2. | sekâ | : suladı, içirdi |
3. | lehumâ | : onların ikisi |
4. | summe | : sonra |
5. | tevellâ | : döndü |
6. | ilez zılli (ilâ ez zılli) | : gölgeye |
7. | fe | : sonra |
8. | kâle | : dedi |
9. | rabbi | : Rabbim |
10. | innî | : muhakkak ki ben |
11. | li mâ | : şeye |
12. | enzelte | : sen indirdin |
13. | ileyye | : bana |
14. | min hayrin | : (hayırlardan bir) hayır |
15. | fakîrun | : fakir, muhtaç |