81

٨١

وَيُريكُمْ ايَاتِه فَاَىَّ ايَاتِ اللّهِ تُنْكِرُونَ

(81) ve yüriküm ayatihi fe eyye ayatillahi tünkirun
Size o ayetlerini gösteriyor artık Allah’ın hangi ayetini inkar edersiniz

1. ve : ve
2. yurî-kum : size gösteriyor
3. âyâti-hi : onun âyetleri
4. fe : artık, hâlâ
5. eyye : hangi, hangisi
6. âyâti allâhi : Allah’ın âyetleri
7. tunkirûne : siz inkâr ediyorsunuz


AÇIKLAMA

Allah Tealâ, dokundurucu bir üslûpla kulları için yarattığı ve kudretine delâlet eden faydası pek çok hayvanları zikretmekte ve şöyle buyurmaktadır:

“Allah kimine binmeniz, kiminden yemeniz için size hayvanları yara­tandır.” Yani sizin için hayvanları yaratan, Allah Tealâ’dır. Bu hayvanlar deve, sığır ve keçiyi de kapsayan koyundur. Bunları, kimine binmeniz, ki­mini de yemeniz için yarattı. Meselâ deve hem yenir, hem sütü sağılır, hem üzerine binilir, hem de yolculuklarda üzerine yük vurulur. Sığır (inek) hem yenir, hem de sütü içilir. Aynı zamanda onunla toprak sürülür. Koyun hem yenir, hem de sütü sağılır. Bunların hepsinin yününden ve kılından, çeşitli eşyalar ve elbise yapımında faydalanılır. Bunun için Yüce Allah şöyle bu­yurmaktadır:

“Onlarda sizin için faydalar var. Onların üstünde gönüllerinizdeki ar­zuya erersiniz; onların ve gemilerin üstünde taşınırsınız.” Yani onlarda sizin için, üzerlerine binme ve etlerini yeme dışında, tüylerini, kıllarını ve yünle­rini kullanmak, onlardan muhtelif özelliklerde yağlar, peynir ve -elbise, eş­ya ve yiyecek olarak kullanılan- sair şeyler gibi daha başka faydalar da vardır. Aynı şekilde, uzak beldelere kolaylıkla götürebilmek için yüklerinizi onların üzerine yüklersiniz. Karada deveye, denizde de gemilere eşyanızı yükler ve bir yerden başka bir yere nakledersiniz. Bu meyanda deve için, “çöl gemisi” denmiştir. Bu ayet hakkında şöyle düşünülebilir: Yüce Allah burada, kara ve deniz binitleri olarak lütfettiği nimetleri zikretmektedir.

Aynı anlamı ihtiva eden diğer bazı ayetler de şunlardır: “Sekiz çift: Ko­yundan iki, keçiden iki. (…) Ve deveden iki, sığırdan iki.” (En’âm, 6/143-144), “Hayvanları da yarattı. Onlarda sizin için ısınma ve daha birçok ya­rarlar vardır. Ve onlardan kimini de yersiniz. Ve akşamleyin mer’adan ge­tirdiğiniz, sabahleyin mer’aya götürdüğünüz zaman onlarda sizin için bir güzellik de vardır. Ağırlıklarınızı öyle uzak şehirlere taşırlar ki, onlar olma­sa, canlarınız büyük zahmetler çekmeden oraya varamazdınız. Doğrusu Rabbiniz çok şefkatli, çok merhametlidir.” (Nahl, 16/5-7).

Allah Tealâ, inkâr edilemez kudretine delâlet eden bu birçok delili zik­rettiği zaman şöyle buyurmaktadır:

“Allah size ayetlerini gösteriyor. Allah ‘ın ayetlerinden hangisini inkâr ediyorsunuz?” Yani Allah Tealâ, dış dünyaya ve fizikî varlığınıza yerleştir­diği bu delil ve burhanları kullarının gözleri önüne seriyor. Bu ayetlerin hepsi, Allah’ın kemâl-i kudret ve vahdaniyetine delâlet eden açık ve kesin delillerdir. Bunlardan hangisini inkâr ediyorsunuz? Bunların hepsi insaf sahibi olan ve gözleri gören hiçkimsenin inkâr edemeyeceği kadar açık ve belirgin delillerdir. Burada söylenmek istenen şudur: Sizler, kör bir inat ve büyüklenme göstermediğiniz sürece Allah’ın ayetlerinden herhangi birisini inkâr edemezsiniz. Nitekim bir şiirde şöyle denmiştir:

“Her şeyde O’nun için bir ayet vardır. Hepsinde birliğine delâlet vardır.”