١٩
فَلَمَّا اَنْ اَرَادَ اَنْ يَبْطِشَ بِالَّذى هُوَ عَدُوٌّ لَهُمَا قَالَ يَا مُوسى اَتُريدُ اَنْ تَقْتُلَنى كَمَا قَتَلْتَ نَفْسًا بِالْاَمْسِ اِنْ تُريدُ اِلَّا اَنْ تَكُونَ جَبَّارًا فِى الْاَرْضِ وَمَا تُريدُ اَنْ تَكُونَ مِنَ الْمُصْلِحينَ
(19) fe lemma en erade ey yebtişe billezi hüve adüvvül lehüma kale ya musa e türidü en taktüleni kema katelte nefsem bil emsi in türidü illa en tekune cebbara fil erdi ve ma türidü en tekune minel muslihiyn
(Musa) şahsı yakalamak istediği zaman o iki kişiye düşman olan (o şahıs) dedi ya musa beni de mi öldürmek istiyorsun dün bir adam öldürdüğün gibi sen ancak zorba olmak istiyorsun yeryüzünde (neden) ıslah edicilerden olmak istemiyorsun
1. | fe | : artık, böylece |
2. | lemmâ | : olduğu zaman |
3. | en | : muhakkak |
4. | erâde | : istedi |
5. | en yabtışe | : yakalamak |
6. | billezî (bi ellezî) | : o kimseyi |
7. | huve | : o |
8. | aduvvun | : düşman |
9. | lehumâ | : ikisi |
10. | kâle | : dedi |
11. | yâ mûsâ | : ey Musa |
12. | e | : mı |
13. | turîdu | : istiyorsun |
14. | en taktule-nî | : beni öldürmek |
15. | kemâ | : gibi |
16. | katelte | : sen öldürdün |
17. | nefsen | : kişi |
18. | bi el emsi | : dün |
19. | in turîdu | : eğer istiyorsan |
20. | illâ | : ancak, sadece |
21. | en tekûne | : senin olman |
22. | cebbâren | : cebbar, zorba |
23. | fî el ardı | : yeryüzünde |
24. | ve mâ turîdu | : ve sen istemiyorsun |
25. | en tekûne | : senin olmak |
26. | min el muslihîne | : ıslâh edicilerden, barıştıranlardan |