٥٧
وَلَمَّا ضُرِبَ ابْنُ مَرْيَمَ مَثَلًا اِذَا قَوْمُكَ مِنْهُ يَصِدُّونَ
(57) ve lemma duribebnü meryeme meselen iza kavmüke minhü yesiddun
Vaktaki meryem oğlundan misal verilince o zaman senin kavmin ondan (keyiflenip) yoldan çıkıyorlardı
1. | ve lemmâ | : ve olduğu zaman |
2. | duribe … (meselen) | : örnek verildi |
3. | ibnu meryeme | : Meryem’in oğlu |
4. | (duribe) … meselen | : örnek verildi |
5. | izâ | : o zaman |
6. | kavmu-ke | : senin kavmin |
7. | min-hu | : ondan |
8. | yasıddûne | : bağırıyorlar |
وَلَمَّا ضُرِبَ verilinceابْنُ oğluمَرْيَمَ Meryemمَثَلًا bir misal olarakإِذَا قَوْمُكَ senin kavminمِنْهُ hemen ondanيَصِدُّونَ kahkahalarla gülüyorlar