25

    Nüzul SırasıCüzSayfaSure
    96 13251Rad(13)

٢٥

وَالَّذينَ يَنْقُضُونَ عَهْدَ اللّهِ مِنْ بَعْدِ ميثَاقِه وَيَقْطَعُونَ مَا اَمَرَ اللّهُ بِه اَنْ يُوصَلَ وَيُفْسِدُونَ فِى الْاَرْضِ اُولءِكَ لَهُمُ اللَّعْنَةُ وَلَهُمْ سُوءُ الدَّارِ

(25) vellezine yenkudune ahde llahi min ba’di misakihi ve yaktaune ma emarallahü bihi ey yusale ve yüfsidune fil erdi ülaike lehümül la’netü ve lehüm suüd dar

o kimseler ki ahdini bozarlar Allah’a söz verdikten sonra ve Allah’ın emrettiği akrabalık bağlarını koparanlar ve yeryüzünü fesata verenler işte bunlara da lanet vardır onlar için yurdun kötüsü (vardır)

1. ve ellezîne : ve o kimseler ki
2. yankudûne : bozarlar
3. ahdallâhi (ahde allâhi) : Allah’ın ahdini
4. min ba’di : …dan sonra
5. mîsâkı-hi : onun misaki
6. ve yaktaûne : ve keserler
7. mâ emere allâhu : Allah’ın emrettiği şeyi
8. bi-hi : ona
9. en yûsale : ulaştırılmak
10. ve yufsidûne : ve fesat çıkarırlar
11. fî el ardı : yeryüzünde
12. ulâike : işte onlar
13. lehum el la’netu : lânet onlaradır
14. ve lehum : ve onlarındır, onlar için vardır
15. sûu ed dâri : yurdun kötüsü


SEBEB-İ NÜZUL
Pekiştirdikten sonra Allah’ın ahdini bozanlar. Allah’ın, birleştirilmesini emrettiğini ayıranlar (kesenler, koparanlar)  yeryüzünde bozgunculuk yapanlar; işte lanet onlaradır. Yurtların en kötüsü de onlaradır.

AÇIKLAMA
Allah Tealâ, bedbahtları şu üç özellikle vasıflandırmıştır:

1- Ahdi bozmak: Onlar, Allah’ın kullarını mecbur ederek emrettiği ahdini bozarlar. Bu ahit, O’nun birliğine, kudretine ve iradesine iman etmek, nebileri ne, resullerine, kitaplarına ve peygamberlerine vahyedilenlere gönülden inanmak gibi Allah Tealâ’yla alâkalı olsun veya insanların haklarıyla ilgili olsun birdir, durum değişmez.

Ahdi bozmak, esasen Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren delilleri düşünmemek veya düşünüp, doğruluğunu anlayıp sonra inat edip gereğini yapmamak ya da onlardan şüphe edip hakkın aksine inanmak demektir.

“Söz verdikten sonra” sözü, doğruluğunu ikrar edip kabullendikten sonra demektir.

2- Allah’ın birleştirilmesini emrettiği bağları koparmak: Yani, Allah’a ve peygamberlerine iman etmek, akrabalarla ilişkiyi kesmek, müminlere ve diğer hak sahipleriyle bağları kopartmak ve onlarla yardımlaşmamak ve Allah’ın farz kıldığı bütün bağları kesmek.

3- Yeryüzünde bozgunculuk yapmak: Onlar, kötü ve çirkin işleriyle yeryüzünü ifsat eder, kendilerine ve diğer insanlara zulmeder ve Allah’ın dinine değil, başka sapıklıklara davet ederler. Yine onlar, şahıslara ve mallara haksızlık etmekten geri durmaz, ülkeyi harab etmeye, fitne, savaş ve perişanlık ateşini tutuşturmaya vesile olan her günahı işlerler.

Bundan sonra Allah Tealâ, bu insanların hak ettikleri cezayı bildirerek şöyle buyurmuştur: “İşte bu özelliklere sahip olanlar, laneti”, Allah’ın rahmetinden kovulmayı, dünya ve ahiretin hayır ve iyiliklerinden uzaklaştırılmayı “hak etmişlerdir.”

“Onlara kötü akıbet vardır.” Bu akıbet cehennem azabıdır. Oraya giren sadece kötülük görür.Yine Allah Tealâ, daha önce şöyle buyurmuştu: “Varacakları yer cehennemdir; ne kötü olacaktır!” (Ra’d ,18).