١٠٤
يَوْمَ نَطْوِى السَّمَاءَ كَطَىِّ السِّجِلِّ لِلْكُتُبِ كَمَا بَدَاْنَا اَوَّلَ خَلْقٍ نُعيدُهُ وَعْدًا عَلَيْناَ اِنَّا كُنَّا فَاعِلينَ
(104) yevme natvis semae ke tayyis sicilli lil kutub kema bede’na evvele halkin nüiydüh va’den aleyna inna künna failin
o gün semayı döndüreceğiz kitabın sayfalarını dürer gibi ilk yarattığımız gibi tekrar eski haline onu döndüreceğiz (bu) üzerimize aldığımız bir vaattir kesinlikle biz (istediğimizi) yapanlarız
1. | yevme | : o gün |
2. | natvi es semâe | : semayı düreceğiz |
3. | ke tayyi | : dürüldüğü gibi |
4. | es sicilli | : sicil, üzeri yazılı kâğıt |
5. | li el kutubi | : kitapları |
6. | kemâ | : gibi |
7. | bede’nâ | : başladık |
8. | evvele | : evvel, ilk |
9. | halkın | : yaradılış |
10. | nuîdu-hu | : onu iade edeceğiz, döndüreceğiz |
11. | va’den | : vaad |
12. | aleynâ | : bizim üzerimize |
13. | innâ kunnâ | : muhakkak biz olduk |
14. | fâılîne | : yapanlar |